Uşak’taki Blaundos Antik Kenti kazılarında 2 bin yıllık iki heykel bulundu

Uşak’ın Ulubey ilçesindeki Blaundos Antik Kenti’ndeki kazılarda Demeter Tapınağı’nın avlusundan Roma Dönemi’ne ait olduğu değerlendirilen yaklaşık 2000 yıllık iki heykel çıkarıldı.

Büyük İskender’in Anadolu seferiyle Makedonya’dan gelenlerin yerleştiği kent olarak bilinen ve derin vadilerle çevrili tepeye kurulu bulunan Ulubey ilçesindeki Blaundos Antik Kenti’nde 2018’de başlayan kazı çalışmalarında, bu yıl Demeter Tapınağı’nın yer aldığı alana yoğunlaşıldı.

Uşak Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Birol Can başkanlığında yürütülen çalışmalar sırasında, kentin merkezinde yer alan tapınağın avlusunda iki heykel bulunduğu fark edildi.

Kazı Başkanı Prof. Dr. Birol Can, “Bunların kim olduklarını, bir tanrı, imparator ya da bir devlet adamı olup olmadıklarını henüz netleştirmiş değiliz. Milattan sonra 1. yüzyılın sonları, 2. yüzyılın başlarından olduğunu düşünüyoruz.” dedi.

Kazısı yapılarak çıkarılan heykellerden birinin 185 santimetre boyunda olduğu ve başının olmadığı, diğerinin de başı, sağ kolu ve iki bacağının eksik olduğu belirlendi.

Heykeller, temizleme ve inceleme çalışmalarının ardından Uşak Arkeoloji Müzesi’ne götürüldü.

Kazı Başkanı Prof. Dr. Birol Can, AA muhabirine, buldukları iki heykelin sevindirici bir gelişme olduğunu, buluntularla ilgili araştırmanın devam ettiğini söyledi.

Birbirlerine çok yakın mesafedeki heykellerin orijinal yerinin neresi olduğunu bilemediklerini ifade eden Can, şöyle konuştu:

“Heykeller tapınak alanına mı ait cadde kenarındaki onurlandırma heykellerinden mi, bunları henüz bilmiyoruz. Çevresinde birkaç yazıt ele geçti ama bu yazıtların heykelle bir ilişkisinin olup olmadığını da henüz araştırıyoruz. Her ikisi de mermer erkek heykelleri. Bunlardan biri giyinik, başı dışında tam boy olarak ele geçti. Bu bakımdan şanslıyız. Baş kısmı bilerek oyulmuş. Belli ki daha sonra kendi portresini yaptıran birisi o kısma o portreyi yerleştiriyordu. Başı hariç korunan boyu yaklaşık 185 santimetre. Diğer heykel ise başı, sağ kolu ve iki bacağı eksik halde ele geçti. Sol kolundan dolanarak sol omuzunda toplanan kısa bir pelerine sahip. Bunların kim olduklarını, bir tanrı, imparator ya da bir devlet adamı olup olmadıklarını henüz netleştirmiş değiliz.

Milattan önce 4. yüzyılın ikinci yarısından itibaren heykel sanatında bir zirve yaşandığını söyleyebiliriz. Bu dönemin özellikle filozof ve hatip heykelleri bu dönemden birkaç yüzyıl sonra Roma dönemi içerisinde de taklit edilmiş ve aynı formda heykeller yapılmış. Bunları da o anlamda düşünebiliriz. Yani Roma dönemi içerisinde ve tapınakla yaklaşık aynı dönemlerden, milattan sonra 1. yüzyılın sonları, 2. yüzyılın başlarından heykeller olduğunu düşünüyoruz.”

“Çevresinde bulunan yazıtlarda Roma imparatorlarının ismi geçiyor”

Heykellerin Roma İmparatorluğu’nun erken yıllarına ait olduğunu, benzer heykellere bakıldığında bunların birer tanrı ya da imparator heykeli olabileceğinin söylenebileceğini ifade eden Can, “Bulduğumuz bazı yazıt parçalarının üzerinde Roma imparatorlarının ismi geçiyor. Mesela Marcus Aurelius ikinci yüzyılın imparatorlarından. Tabii bu heykeller bu yazıtla ilişkili mi henüz bilmiyoruz. Üst düzey yönetici sınıfından bir devlet adamı veya bir siyasetçi heykeli olabileceğini de söyleyebiliriz.” dedi.

Verimli bir kazı sezonu geçirdiklerini dile getiren Can, kazı çalışmalarında görev alan öğrenciler ve işçiler başta olmak üzere kazıya destek veren Kültür ve Turizm Bakanlığı, Uşak Valiliği İl Özel İdaresi, Uşak Üniversitesi ve Türk Tarih Kurumuna teşekkür etti.