Arşiv Köşesi | Tezer Özlü’den Pavese Öyküsü

“28 / 29 Ağustos 1950

Gazetta Sera

20.30’da otele geliyor. Yirmi iki uyku ilacı alıyor. O tahta karyola üzerinde cesedi takım elbisesi ile bulunuyor. Yalnız ayakkabılarını çıkarmış.”

Tezer Özlü’nün yaşamı boyunca izini sürdüğü İtalyan yazar Pavese’nin ölüm haberidir bu. Hatırladınız mı yalnızlığın aynayla imtihanını? Yaşama uğraşının, “bundan böyle yazmayacağım” çabasızlığına dönüştüğünü, en nihayetinde ölüme evrildiğini? Tezer Özlü, Yaşamın Ucuna Yolculuk kitabını Pavese’nin edebiyatından esinlenerek, yer yer onunla konuşur gibi kaleme alır. Tezer’e dair yaşamdan yalnız  yolculuklarla ve yazarak  sıyrıldığını biliriz. Öyle ki bu anlatısı da Pavese’nin doğduğu, yazdığı ve öldüğü yerlere; mısır tarlalarından ölümün bir çeşidi olan Otel Roma’nın 305 numaralı odasına uzanır. Üstelik çıktığı çoğu yolculukta Pavese’nin bir posterini de yanında taşır Tezer. İzini sürdüğü yaşamlar ve ölümler zamanla kendi hikâyesini mi oluşturur, yoksa varolan kendine paralel olanı mı arar bilinmez ancak Tezer’i gerçekten anlamanın Pavese’yi, Svevo’yu ve Kafka’yı iyi okumaktan geçtiğini düşünürüm.

“Torino’nun yalnız ve ılık yaz akşamlarında uzun uzun yaşanmış, hazırlanmış bir intihar bu.” , diye bahseder Yaşamın Ucuna Yolculuk’ta. Kitabı okurken Pavese’yi de okumuş oluruz, onun intiharıyla yüzleşiriz adım adım ve bunun etrafında gelişen ölüm düşüncesiyle. Fakat yazdığı metinlerin yanında çevirdiği eserler pek bilinmez Tezer Özlü’nün. Bir türlü sevemediği Ankara’da şeker fabrikası müdürlüğünde Almanca tercümanlık yapar bir süre. 1965 yılında Ingmar Bergman’ın Yaban Çilekleri adlı eserini Türkçeye kazandırır. Çok geçmeden İstanbul’a döner ve yönetmen Erden Kıral’la evlenir. Muhtemelen bu süreçte çok sevdiği Pavese’nin öykülerini çevirir. Ancak biz Pavese’yi hiç Tezer Özlü’nün çevirisiyle okumadık. Ne mutlu ki 1973 tarihli Soyut Edebiyat Dergisi’nde bu çevirilerinden birine rastladım. 1978’de ise takma bir isimle Bir Bolşeviğin Anıları isimli kitabı çevirmiştir Tezer Özlü. Şimdi Tezer Özlü’nün çevirisiyle Mısır Tarlaları öyküsünü bu köşeye bırakıyorum. Keyifli okumalar…