1927 doğumlu Simin Behbahani, Mirza Halil isimli devrimci ve reformist bir şahsın torunudur. Bir gazetede genel yayın yönetmeni olan babası Abbas Halili, Meşrutiyet döneminin öncülerindendir. Fars Edebiyatından Arapçaya birçok şiirleri bulunmaktadır. Fransızca öğretmeni olan annesi ise; Farsça, Arapça ve Fransızcaya son derece hâkim, demokrat bir şairdir. Simin, çağdaş gazel dünyasında yeni bir tarz yaratmıştır. Bu yenilikçi girişimlerinin sonucu olarak ona ‘‘Gazelin divası’’ ünvanı verilmiştir. Simin hukuk okumasına rağmen mesleğini hiç yapmamıştır. Hayatı boyunca öğretmenlik yapmış ve edebiyat alanında pek çok eser vermiştir. Bunların yanı sıra kadın hakları mücadelesinde ön sıralarda yer alan şair, hayatı boyunca kadın haklarını savunan aktivisit eylemlerde yer almıştır. 1969 yılında Şiir ve Müzik Kurumu’nda, İran’ın büyük şairleriyle birlikte çalışmaya başlayan şair, 1978’de İran Yazarlar Kurumu’nun bir üyesi olmuştur. Simin dünya çapında ödüllere sahiptir. Bu ödüllerden bazıları; Carl Yon Yetsky, Lillian Hellman ve Janus Pannonius ödülleridir. Fars şiirinin öncü ismi, gazelin divası Simin Behbahani, 2014 yılında ve Tahran’da hayata veda etmiştir.
Seni Yeniden Yaratacağım Ey Vatan!
Seni yeniden yaratacağım ey vatan,
Canımdan tuğlalarla da olsa.
Çatına kolonlar dikeceğim,
Kendi kemiklerimden de olsa.
Yine senin çiçeklerini koklayacağım,
Genç neslimin tutkusuyla.
Yine yıkayacağım üzerindeki kanları,
Sel gibi akan gözyaşlarımla.
Ve o gün gelecek,
Karanlık gidecek bu evden biliyorum.
Ve boyayacağım şiirlerimi
Gökyüzümün mavisiyle.
Yüz yıl önce de ölmüş olsam
Kalkarım ayağa toprağımdan,
Erdemli naralar atarım
Düşmanın kalbini deşecek.
Şu çürüyüp gitmiş kemikleri,
Kim diriltecekse yeniden şefkatlı elleriyle [i]
Beni de yüceltir elbet bir dağ gibi
Bu imtihan dünyasında.
Yaşlı da olsam
Dönme şansım olursa eğer gençliğime,
Yeniden dönerim neslimin yanına.
Vatan sevgisine
Öyle şevkle girişeceğim ki,
Kalbimden çıkan her kelime can bulacak.
Ağzımı her açtığımda,
Alevlerinin ışığı soluğumla sönmeyecek
Bir ateş yanacak göğsümde.
Bana güç bağışla ey vatan!
Şiirim kana bulanmış olsa da,
Seni canımla yeniden yaratacağım ey vatan!
Gücümü aşsa da…
[i] Yasin süresi 78. ve 79. ayetlerine göndermede bulunmaktadır.
(78) Kendi yaratılışını unutup bize örnek getirmeye kalkışıyor ve “Şu çürümüş kemiklere kim can verecekmiş?” diyor. (79) De ki: “Onları ilk başta yaratmış olan diriltecek. O yaratmanın her türlüsünü bilir.”