Kabil kaosa sürüklenirken kültür sektörü yağmalamadan korkuyor: Uluslararası miras ve kültür örgütleri Taliban’dan dolayı endişeli

Afganistan’da faaliyet gösteren uluslararası miras ve kültür örgütleri Taliban’ın Kabil’i ele geçirişinden dolayı endişeli. Afganistan’daki çatışmalar sırasında faaliyetlerini askıya alan uluslararası miras kuruluşları arasında yer alan British Council, Kabil’deki ofisini kapattığını duyurdu.

Afganistan’da faaliyet gösteren uluslararası miras ve kültür örgütleri, Taliban’ın dramatik bir şekilde iktidara dönmesinin ardından Afgansitan’daki gelişmeleri gergin bir şekilde izliyor. Britanya’nın kültür, sanat ve eğitim kuruluşu British Council, Afganistan’daki tüm miras projelerinin askıya alındığını ve Kabil’deki ofisinin kapatıldığını açıkladı.

The Art Newspaper’ın haberine göre, Ülkenin paha biçilmez antik mirasının, müzelerinin ve eserlerinin durumu hakkında daha büyük sorular da var.

British Council sözcüsü, mevcut ve eski meslektaşlarının güvenliğinin en büyük endişeleri olduğunu belirterek, “Güvenlik nedenleriyle, şu anda Afganistan’daki programlarımızın ve ortaklıklarımızın gelecekteki durumu hakkında yorum yapamıyoruz” dedi.

British Council’ın şu anda ülkede yürütülen on aylık üç projesi bulunuyor. Projeler arasında British Council tarafından 502 bin £ (Pound) ödüle layık görülen Kültür & Sivil Toplum Vakfı tarafından denetlenen Afgan Ulusal Koleksiyonu’ndaki yaklaşık 30 tablonun restorasyonu da yer alıyor.

Cenevre merkezli Çatışma Alanlarında Mirasın Korunması için Uluslararası İttifak Örgütü, Afganistan’daki yaşananlara dair “yorum yapmak için çok erken” ifadelerinde bulunurken, yaşanan bu zor durumu yakından takip ettiklerini açıkladı.

Acil gıda malzemeleri sağlamak amaçlı kitle fonlaması kampanyası başlatan ve şimdiye kadar 143.000 £ ‘dan fazla para toplayan Turkuaz Dağı özel yardım kuruluşu ise yaşananlar için henüz bir yorumda bulunmadı.


Nesli tükenmekte olan miras alanlarının dijitalleştirilmesi konusunda uzmanlaşmış Iconem‘in Geliştirme Direktörü Bastien Varoutsikos, bu tür uluslararası girişimlerin ülkenin arkeolojik ve mimari envanterinin güçlendirilmesine yardımcı olduğunu belirtti.
Varoutsikos, “Hepimiz genel pozisyonun ne olacağını görmek için bekliyoruz. Kültürel miras alanları, uygulamalar, hepsinin desteğe ihtiyacı olacak ama ne pahasına? Sırada ne olacağına karar vermeden önce hepimizin çözmesi gereken bir denklem var” ifadelerinde bulundu.  

“Kültürel miras alanları yıkım tehlikesiyle karşı karşıya”

Bölgede çalışan uzmanlar, kültürel mirasın bir kez daha hedeflenen yıkım tehditleriyle karşı karşıya kalabileceğini de vurguladı.

2001’de Taliban, Afganistan’ın merkezindeki Bamyan vadisinde bir uçurum içine oyulmuş Altıncı Yüzyıldan kalma Budaların bir kısmını yok etmişti.

Iconem Geliştirme Direktörü Bastien Varoutsikos, “Siyasi açıdan bakıldığında ve inşa etmeye çalıştıkları yeni anlatı göz önüne alındığında, Taliban’ın yüksek değere sahip kültürel mirasın simge yapılarını yok edip etmeyeceği belli değil” dedi.

Bu arada Unesco, Afganistan’daki kötüleşen durumdan endişe duyduğunu ve tüm tarafların yağma veya yıkım tehlikesi altındaki kalıntılarla ilgilenmesi gerektiğini belirtti.

Kabil 20 yıl önce Taliban’ın kontrolü altındayken, Afganistan kültürel mirasının tahminen yarısını kaybetmişti. Taliban güçleri tarafından uygulanan Şeriat kanunu ise, geçmişte kullanılan, şimdilerde erkek gardiyanlar tarafından refakat edilen ve zorla peçe taktırılan azınlık ve kadın ikonlarının, insan bedenlerinin ve diğer tanrıların tasvirini yasaklıyor.

Massachusetts merkezli kâr amacı gütmeyen bir kuruluş olan Amerikan Afganistan Araştırmaları Enstitüsü, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda risk altındaki miras alanlarını izlediklerini belirterek, yakın zamanda Kültür için Aga Khan Trust tarafından yenilenen Herat’taki antik kalenin Taliban militanları tarafından işgal edildiğini hatırlattı.

Bu yılın başlarında, enstitü başkanı Omar Sharifi, Dünya Anıtlar Fonu tarafından düzenlenen Paul Mellon konferansının bir parçası olan bir tartışmada panelistler arasındaydı. Panelde konuşan Sharifi, “Taliban’da bu şeylerden bazılarını [kültürel alanları] yok ederek daha büyük bir cihatçı topluluğuyla bağlantı kurabileceklerini barındıran birçok unsur var. Bizi 20. yüzyıla getiren tarihimizin bir bölümünü silmek istiyorlar… Taliban içinde son 28 yılda meydana gelen muazzam değişiklikleri anlayabileceğimiz bazı unsurlar var.” dedi.

15 Ağustos’ta Kabil’deki Afganistan Ulusal Müzesi tarafından yayınlanan bir bildiride, Taliban’ın ülkeyi kapsamlı bir şekilde ele geçirişiyle şimdiden yağmalanmaya başlandığı belirtildi.
Bildiride, “Maalesef bugün Kabil şehri benzeri görülmemiş bir kaosa tanık oldu; Kabil’in farklı yerlerinde fırsat kollayan yağmacılar ve kaçakçılar, özel ve kamu mallarını yağmaladılar. Ancak müze personeli, eserler ve eşyaların henüz güvende olmasına rağmen bu kaotik durumun devam etmesi, müzenin eser ve eşyalarının güvenliği konusunda büyük endişelere neden oluyor” ifadeleri yer aldı.

Uluslararası Müzeler Konseyi (Icom), Ulusal Müze’nin ‘yağmacılarla karşı karşıya kalma olasılığını bildiren bir bildiri’ yayınladığını belirterek, “bu nedenle, yasadışı trafik riski altındaki Afgan Eski Eserleri ile ilgili ICOM Kırmızı Listesine dikkat çekmeye çalışıyoruz” diyerek, 2007 ve 2009 yılları arasında İngiliz gümrük memurlarının 1500 nesneyi tespit edip Ulusal Müze’ye geri göndermesine yardımcı olduklarına da dikkat çekti.

Afganistan Ulusal Müzesi güvenlik güçlerini, uluslararası toplumu, Taliban’ı ve diğer etkili tarafları nesnelerin güvenliğine dikkat çekmeye çağırarak ‘Fırsatçıların bu durumu bozulma sebebi olarak kullanmasına ve bu kurumdan alınacak eşyalarla kaçakçılık yapmasına izin vermeyin’ çağrısında bulundu.

Iconem Geliştirme Direktörü Varoutsikos, “Geçtiğimiz haftalarda koleksiyonları başka ülkelere taşımak için bazı tartışmalar yaşandı, ancak bunlardan herhangi birinin olup olmadığı henüz belli değil. Şu anda kurumsal düzeyde bir boşluk var, bu da herhangi bir şey için plan yapmayı, hatta tam olarak neler olup bittiğini bilmeyi bile zorlaştırıyor,” dedi.

Taliban geçen Şubat ayında yaptığı açıklamada, bunun tersini yapmak konusunda uzun ve acımasız bir geçmişe sahip olmasına rağmen, ülkedeki kalıntıları “sağlam bir şekilde koruma, izleme ve muhafaza etme” niyetinde olduğunu söylemişti.

Ne olmuştu?

ABD’nin Afganistan’dan çekilmeye başlamasının ardından Taliban ülkedeki ilerleyişini hızla sürdürerek Afganistan şehirlerini ele geçirmeye başladı. Afganistan’ın çoğunluğunu kontrol altına alan Taliban, 6 Ağustos’ta ilk eyalet başkentlerinin kontrolünü ele geçirmesinin ardından 15 Ağustos’ta Kabil’i ele geçirdi. Cumhurbaşkanı Eşref Gani’nin Pazar gecesi, Taliban’ın Kabil’e girmesiyle birlikte ülkeden ayrılmasının ardından Taliban güçleri Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na girerek iktidarı ele geçirdi. İlk gün, Kabil havaalanında bir ABD askeri jetinin havalanmasında meydana gelen kaosta yedi kişinin öldüğü bildirildi.

Hazırlayan ve Çeviren : Cenk Kolçak
Kaynak: Gareth Harris and Dorian Batycka / The Art Newspaper