Çanta

Ceyhan Özyıldız

Pilet satarım. Yannız yaşarım. Çanta ararım. Sağlam çanta ararım. Şeker hasdalığı daşırım içimde. Çocuglara yemiş veririm. Pilet satarım. Lefgoşa’nın bilinmez sokaglarına girerim. Yannız Hatice sever beni. Tarhana yapar. Suvanı diyanisi eder üzerine. Yerim.

Lefgoşa’nın bilinmez sokaglarına girerim. Yalınayak çocugların, dişleri eksik babalarına pilet satarım. Duvarlara gelişine bağlanmış çamaşır iplerinin yanından geçerim. Sabun gokusunu duyarım. İçime çekerim. Çocuk seslerini duyarım. Yaramazları şişgo şişgo diye alaya alır beni. Duymam. Uslularına yemiş veririm. Pilet satarım, şans dağıdırım.

Çanta ararım. Desde desde piletleri goyacağım sağlam bir çanta. Üç günde yırtılmayacak, sapı gopmayacak bir çanta. Yürürüm. Yürürüm. Çok terlerim. Çok üşürüm. Sokagları iyi tanırım. Top seker çocuklardan. Vurmak isderim, vuramam. Diyet yap, der dogdor. Yapamam. Yannız yaşarım. Ne bulursam onu yerim. Nedir be gazanacağın piletçilikten. Gazanamam.

Çekiliyooor. Son piletleer. Yogdur isdeyen? Yankılanır sesim. Beglerim. Piletçi gel, desin biri. Demez. Seslenirim bir daha. Dinnerim eyice. Biri seslenmiş gibin gelir, giderim yanına. Güler yüzlüdür. Heycanlıdır. Şans diler benden. İçimden gülerim. Çeker. Umudunan ayrılır yanımdan. Ben de umudlanırım, ya çıkarsa; belkim hatırlar beni. Hatırlayan çıgmadı daha.

Lefgoşa’nın her göşesini bilirim. Sabun gokusu duyarım. İçime çekerim. Çocugları duyarım. Şişgo şişgo. Pilet satarım.

Yogdur sağlam çanta yapan bu memlekette? Mühürümü, piletlerimi, desde desde çekiliş kağıtlarımı daşısın. Beglerim. Şu pilete bir bak gardaş, desin biri. Gelip geçene bağırırım, piletçi buraşdaaa. Size da çıkabilir. Gülümseyerek bakar kimisi bana. Kimisi ürkek ürkek. Zorla satmaycayık ya, diye bağırırım arkalarından.

Eğitim Bakanı çağırdı geçenlerde. Söyleyin Şanlı Biletci’ye, tam seri getirsin bana. Sırtımı sıvazladı. Geçen sefer bir sayıyla kaçırdım ikramiyeyi, kazanırsam yarısını vereceğim sana, dedi. Ufaktan bir göbek attım. Bir sürü adam kahkahalara boğuldu. Ben de sizin partiyi dutmam amma, verirsan parayı vereceyim oyumu sana, dedim. Bakan da ufaktan bir göbek addı. Bu sefer ben da güldüm. O agşam uyuyamadım. Ya çıkarsa. Söz verdi, herkeşler duydu, cayamaz. Ya cayarsa? Ben da ona oyumu vermem. Ödeşirik. Ha belkida inadımdan aday olurum garşısına. Seven çogdur beni. Gazanırım. Pilet getir bana derim gendine. Sırtını sıvazlarım.

Çok terlerim. Çok üşürüm. Top seker çocuglardan. Vurmak isderim, vuramam. Yapamam. Ne bulursam onu yerim. Gazanamam.

Seven çogdur beni. Bütün Lefgoşa’yı tanırım. Guyumcusu, dogdoru, bangacısı. Ma otuz yıldır yaparım ya bu işi. Çanta ararım. Sapı gopmayacak bir çanta. Yogdur. Bulamam. Herkeş dakılır bana. Sever beni. Evlendirelim be Şanlı seni, deller. E bulun bir gız, ma boynuzlamaycak beni ha. Bütün gün sokagdayım ben. Bulamazlar. Çirkinsin be Şanlı, deller. Napalım. Diyet yapacan der dogdor. Yapamam. Gız da bulamam. Piletçiii hadeee son pilet… Piletlerim hep galdı. Son demem

yalan. Bırakın bee. Çekişdirmeyin… Bırakın bee… Sürüglediler beni yerde. Vurdular. Vurdular. Düşdüm.

Almazmın bir pilet? Almaz. Önümde sallanır durur. Delimin be sen? Kimisi gülümser. Kimisi gorkuynan bakar bana. Çekişdirmeyin be çantamı. Düşerim. Başımı vururum.

Muhallebiciden gelirim. Şammali yeyim, Prenses, yoksam tarçınlı muhallebi? Garar veremedim. Hepsinden birer dane sar, dedim gendine. Sarmadı. Ma neçin be Hakan, dedim. Diyet yapacan be Şanlı, dedi. Vermedi. Güstüm muhallebiciye. Gaçtım. Çok pişmanım şimdik. Çok da canım çegdi.

Cumbalı evlerin sokaglarında dolaşırım. Camlarından güzel gadınların seslenmesini beglerim. Piletçiiii. Güzel gözleriynan bagsınlar isderim. Bagmazlar. Acele acele uzadıllar parayı, içeri gaçallar. Yannız yaşarım. Ne bulursam onu yerim. Bari bir çorba igram edin. Edmezler. Bir Hatice vardır. O sever beni. Çorba verir. Çamaşırlarından getir be Şanlı, der. Yıkayayım sana. Bir şey da isdemem. Der. Ben, üç beş guruş veririm gendine. Çok güzel yapar tarhanayı. Suvanı diyanisi eder üzerine.

Ne bakan be sen, çorbamı isden? Gaç çapuk buraşdan. Be kime söylerim ben. Gaç buraşdan derim sana. Çekişdiriller çantamı. Gopar sapı. Düştüm. Başımı vurdum. Goşamam ardlarından. Be kime derim? Gaç buraşdan! Piletlerimi alma. Çorbamdan yeme. Beni dövme. Gaçasın derim sana!

Beytambal galsın yahu. Bir gişi da sağlam yapmaz bu çantalardan. Gavvole. Ne var be iki dikiş daha fazla atsanız üzerine. Bir perçin daha vursanız. Topunuz cehenneme be. Goptu be işde! Goptu. Çekemedim. Dutamadım. Bütün piletlerim içinde. Gazandığım bütün paralarım içinde. Esgi çekiliş kağıtlarım içinde. Tekme vurur biri bana. Şişgo. Şişgo. Der. Bağırırım. Bağırırım. Sesim gısılır. Nefes alamam. Sağlam çanta ararım. Bulamam. Ne var iki dikiş daha atsanız. Hepsiniz cehenneme gidin be. Bir perçin daha vursanız. Gidin. Defolun. Çorbamı yemeyin. Piletlerimi almayın. Yakalayın. Gaçıyollar. Yakalayın.

Kimsin sen? İğnee? Ne iğnesi vuracan bana. Saatim geldii? Ne saati, ne iğnesi? Sensin deli be. Piletlerimin peşindesin sen da. İmdaaat. İmdaaat. İmdaaat. Piletlerimi çalacaglar. Çorbamdan yeycegler. Bırakın be beni. Bırakın. Adam öldürüyollar. Yetişin bee.

Pilet satarım. Yannız yaşarım. Çocuglara yemiş veririm. Hatice sever beni. Çorba yapar. Suvanı diyanis eder üzerine. Yerim.

————-

Suvan: Soğan
Diyanisi: Soğanı yağda kavurma işlemi
Kıbrıs’ta çorba çoğu zaman tek başına ana yemek olarak tüketildiğinden, eski kuşaklar bu işi, ‘içmek’ yerine, ‘yemek’ fiiliyle ifade eder.